Gazi Üniversitesi Rektörlüğünün ev sahipliğinde Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Ana Bilim Dalı ve Eğitim Bilimleri Enstitüsü tarafından, Gazi Meclisin (TBMM) Açılışının 100. Yılında “XII. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu” düzenleniyor.
Mimar Kemaleddin Salonunda 21 Ekim 2020’de yapılan sempozyumun açılışı Gazi Üniversitesi sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayınlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un çevrim içi olarak katıldığı sempozyumun açılışına, Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Türksoy Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Buluç, Genel Sekreter Hasan Kaleli, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Halil İbrahim Bülbül, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından açılış konuşmalarına geçildi. Çevrim içi bağlantıyla sempozyuma katılan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, sempozyumun başarılı geçmesi dileğinde bulunurken, etkinliğe ev sahipliği yapan Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız’a emeklerinden dolayı teşekkür etti.
Bir millet olmanın ilk şartının dil olduğunu vurgulayan Şentop, “Bayrak bağımsızlığı simgeler, dil ise kimliğimizi mevcudiyetimizi simgeler. Dilimiz Orta Asya’dan bugüne, bugünden de geleceğe akan güçlü bir nehirdir.
Türkçeyi etkin ve verimli kullanmanın hayati önem taşıdığını ifade eden Şentop, “Dilimizi etkin faal ve verimli olarak kullanırsak yaşatabiliriz. Aksi durumda buzulların eriyip yok olması gibi kelime kelime eksilir ve yok olur. Bazı dillerin yok olmasının en önemli nedeni o dilin yazı dilinin olmayışı ve dilin sonraki kuşaklara aktarılamamasıdır.
Türkçenin çok geniş bir coğrafyada konuşulduğunu söyleyen TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Soğuk Savaşın sonra ermesiyle ortaya çıkan ‘Sadece Türkçe konuşarak Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar gezebilirsiniz’ sözü dikkate değerdir. Dilin sınırları siyasi egemenliğimizin sınırlarını aşar o sebeple gönül coğrafyamızın hudutları çok geniştir” dedi.
Sempozyumla ilgili tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Mustafa Şentop, sempozyumun bir diğer amacının da “Türkçe ailesinin iç uyumunu sağlayıp dışa doğru yaygınlaştırmanın yöntem ve imkanlarını konuşmak” olması gerektiğini söyledi. “Türkçenin yarını nasıl olacak, Türkçe yarın ne kadar Türkçe kalacak” konusunun ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren bir mevzu olduğunu anlatan TBMM Başkanı Şentop, Türkçe konusunun Türk Dil Kurumunun tek başına altından kalkacağı bir konu olmadığının altını çizdi.
Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, Gazi Meclisin kuruluşunun 100’üncü yılında Millî Mücadeleyi anlatmak ve Türkçemizin dünya dili olma özelliğini gelecek nesillere aktarma yolundaki faaliyetlerini devam ettirmek adına sempozyumun ayrı bir önem taşıdığını ifade etti.
Prof. Dr. Musa Yıldız, toplumlar arasında iletişimi sağlayan dillerin tarihsel süreç içerisinde milletleşme ve kimlik edinme sürecinin en önemli unsuru olduğunu belirterek, “Tarih sahnesinde, kesintisiz bir şekilde, on altı Türk devleti kuran milletimizin beslendiği kaynak, tutunduğu dal, hiç şüphesiz Türk dilidir. Türk dili yaklaşık on dört asırdır, yazılı ve sözlü olarak varlığını devam ettirmiş; Türk milletinin tarih sahnesindeki en önemli güçlerinden biri olarak bugün dünyanın en eski yazı dilleri sıralamasındaki yerini almıştır” diye konuştu.
İşgal altındaki Azerbaycan toprağı Karabağ meselesine de değinen Prof. Dr. Musa Yıldız, Ermenistan’ı Azerbaycan’a gerçekleştirdiği saldırılar nedeniyle kınadı. Rektörümüz Yıldız, savunma hakkını kullanarak topraklarını işgalden kurtaran ve buralarda Azerbaycan bayrağını tekrar dalgalandıran Azerbaycan Devlet Başkanı İlhan Aliyev olmak üzere, devlet yöneticilerini ve ordu birliklerini kutladı. Rektörümüz Prof. Dr. Musa Yıldız, en kısa sürede işgal altındaki bütün toprakların kurtarılması temennisinde bulundu.
Prof. Dr. Musa Yıldız, Gazi Üniversitesi olarak Azerbaycan’ın her zaman yanında olacaklarını söyleyerek şöyle konuştu: “Bu kürsüden, Azerbaycanlı kardeşlerimize diyorum ki, Gazi Üniversitesi olarak ilmi platformlarda, tek ses hâlinde sizin bu haklı davanızda yanınızdayız. Dualarımız her daim sizinledir. İnşallah en kısa sürede bütün Azerbaycan ve Türk dünyasındaki problem yaşayan diğer bölgeler huzura ve sükûna kavuşur. Sempozyumun açılış paneline “Azerbaycan”; oturumlardaki salon adlarına ise “Karabağ”, “Hocalı”, “Nahçıvan”, “Gence” ve “Bakü” adlarını vererek Can Azerbaycan’ımızın haklı mücadelesinde sonuna kadar yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.”
TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı Doç. Dr. Bilal Çakıcı konuşmasına, TÜRKSOY Genel Sekreteri Düsen Kaseinov’un selamlarını ileterek başladı. Doç. Dr. Çakıcı, 100’üncü yılını kutlayan Gazi Meclisin kuruluşundan bu yana dilimizin millileşmesi adına önemli adımlar attığını ve bu çalışmaların bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetlerine de örnek olduğunu ifade etti. Esaret altındaki dönemde ana dillerinin yok olmasıyla karşı karşıya gelen Türk Cumhuriyetleri dillerinin yeniden canlanması ve yaygınlaşması için büyük gayret sarf ettiklerini ifade eden Çakıcı, “Bu çalışmalar Türkçemizin gücüne güç kattı. Bu gayretler dilimizin çok geniş bir coğrafyada yaygınlaşmasının yolunu açtı. Yaklaşık 100 milyon kişinin konuştuğunu Anadolu Türkçemize bir o kadar da kardeş diller ve lehçeler katıldı” diye konuştu.
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, dilin bir milletin kimliğini oluşturması sebebiyle hayati öneme sahip olduğuna vurgu yaptı. Milli bir kimlikten bahsedilebilmesi için Türkçenin korunması, Türkçe üzerine yapılan çalışmaların artırılması ve desteklenmesi gerektiğini söyleyen Ateş, “Küreleşen dünyada hızlı değişen dil politikalarını yakalamak, sanal ortamlarda Türkçenin yozlaşmasını engellemek, Türk dilinin kendi köklerinden beslenerek karakterini devam ettirmek öncelikli görevlerimiz arasında yer almaktadır” dedi.
Prof. Dr. Şeref Ateş, Türkçenin bilim dili olması ve daha çok tanınması için uluslararası çalışma ve araştırma alanlarının belirlenmesi, yabancı bilim insanları ile Türk bilim insanlarının iletişim içinde olmaları ve farklı konuları müzakere etmeleri gerektiğini ifade etti.
TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin Türkçenin bir dünya dili olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: “Dil en basit tanımla insanlar arasında anlaşma aracıdır ama tek başına böyle tanımlamak doğru değil. Dilin milli ve kültürel bir tarafı var. BM’ye göre 193 ülke var. Dünyada 7 bin dil var ama 7 bin tane resmi dil yok. Yani bir dilin dünya dili olması için konuşma dili, edebiyat dili, bilim dili gibi unsurlara da ihtiyacı var. Türkçemiz 7’nci yüzyıldan günümüze hiç aksamadan gelmiş bir dünya diliyor. Dünyanın birçok yerinden öğrenci Türkiye’ye eğitim almaya geliyor ve Türkçe öğreniyor. Ayrıca yurtdışında her yaştan insanların Türkçe öğrendiğini görüyoruz. Bugün dünyaya dizi film ihraç eden bir ülkeyiz. Bu diziler Türkçenin yayılmasında önemli bir unsur oluşturuyor.”
Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İhsan Kalenderoğlu açılış konuşmasında, üniversitemiz adına çok önemli bir sempozyuma ev sahipliği yapmanın mutluluğunu, onurunu ve gururunu yaşadıklarını söyledi. Prof. Dr. İhsan Kalenderoğlu, binlerce yıllık geçmişiyle dünya dili olma özelliği gösteren Türkçenin gelecekte de adımlarını sağlam bir şekilde atması için bu ve bunun gibi etkinlikler yapılmasının gerekli olduğunu söyledi. Gazi Üniversitesi olarak amaçlarını, “Türkçenin dünyada en çok ilgi gören diller arasında yer alması ve bu yolda ilerlemesi; yabancı dil olarak ve yurt dışında yaşayan Türk çocuklarımıza öğretilmesi noktasında akademik çalışmalarımızı devam ettirmek” şeklinde açıklayan Prof. Dr. İhsan Kalenderoğlu, “Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanım, gerek milli mücadele dönemi ve Kurtuluş Savaşı’nda gerekse 15 Temmuz hain darbe girişiminde saldırılara maruz kalarak “Gazilik” unvanı alan Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 100. yılı kutlu olsun” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Ahmet Yesevi Üniversitesi, Yesevi Sanat Topluluğunun müzik dinletisine geçildi. Müzik dinletisinden sonra Türksoy tarafından düzenlenen Altaylardan Balkanlara Türk Dünyası Resim Sergisi’nin (TÜRKSOY) açılışı yapıldı.
Sempozyumun ilk oturumu sempozyumun kurucusu ve aynı zamanda danışma kurulu üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Güzel yönetti. Bu oturumda, Prof. Dr. Abdurrahman Güzel “Türkçe Eğitiminin Güncel Durumu Üzerine Değerlendirmeler”, Prof. Dr. Ahmet Bilal Ercilasun “Türkçenin Dünya Dilleri Arasındaki Yeri”, Prof. Dr. Celal Demir “Sözlük Hazırlama ‘Geleneğimiz’ ve Okul Sözlüklerimiz” ve Doç. Dr. Elena Oganova “Rusya’da Türkçe Öğretimi Tarihi ve Bugünü” konulu sunum yaptılar.
21-23 Ekim tarihlerini kapsayan sempozyum kapsamında 52 oturum gerçekleştirilecek. Sempozyuma Türkoloji alanında çalışan, Türkiye’de ve dünyada “Türk Dili ve Edebiyatı, Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi, Türkçe Eğitimi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları” alanlarında ve sosyal bilimlerde önemli ve seçkin çalışmalar yapan akademisyenlerin yanı sıra lisans, yüksek lisans ve doktora seviyesindeki genç araştırmacılarla birlikte 260 kişi katılacak.
Ebediyete İrtihalinin 86. Yıl Dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Düzenlediğimiz Törenle Andık
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğümüzde İç Tetkik Toplantısı Yapıldı
Üniversitemizde “Vücut Kitle Endeksi ile Şeker Ölçümü Taraması” Yapıldı
Akademisyenlerimiz “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” Listesinde
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.