Anatomi dersini yıllardır klasik yöntemlerle anlatmaya devam ettiklerini ancak yeni ders uygulamasının öğrencilerin daha fazla ilgisini çektiğine işaret eden Prof. Dr. Peker, “Günümüz öğrencileri Z kuşağından yani teknolojiye fazlasıyla hakim durumdalar. Klasik yöntemle bir süre sonra öğrencilerin dikkati dağılabiliyor, bu yeni uygulamayla öğrencilerin dersi sonuna kadar ilgiyle takip ettiklerini fark ettik. Hatta bu konuyla ilgili öğrencilerimize anket uyguladık ve olumlu dönüşler aldık. Ankette uygulamanın konuyla ilgili farkındalığı artırıp arttırmadığını sorduk ve öğrencilerimizin yüzde 82’si artırdığı yönünde yanıt verdi” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Peker: Teknoloji Önemli Avantajlar Sağlıyor
Sanal gerçeklik uygulamalarının sadece amfilerdeki öğrenci eğitiminde değil, klinikte de büyük avantajlar sağladığına değinen Prof. Dr. Peker, “Günümüzde tıp öğrencileri iki boyutlu ders kitapları ya da atlaslar kullanarak hekimliğe hazırlanıyor. Yeni sistemle üç boyuta geçiyoruz ve bu kişinin algılamasını kolaylaştırıyor. Teşhis amaçlı uygulamalarda da bu teknoloji hekimler için büyük bir önem arz ediyor. Bu yeni sistem ABD’de birçok üniversite ve kliniklerde uygulanıyor. Bu sistemin bir diğer avantajı ise cerrahi anlamda hastaya müdahale etmeden önce onlarca defa aynı operasyonu yapılabilme olanağı sağlamasıdır. Böylelikle operasyonlarda olası bir hatayı asgariye indirmekle beraber hastaya da en az zararı vermiş oluyorsunuz” dedi.
Artırılmış sanal gerçeklik ile anatomi dersini nasıl anlattığıyla ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Peker, “Bir firma gerekli altyapı, sanal gözlük ve handle’ları bölümümüze ücretsiz olarak sağladı. Ayrıca programın yazılımını da yaptılar. Bu sayede sanal bir anatomi laboratuvarının içine girerek kadavranın yapılarını istediğimiz boyut ve şekilde öğrencilerimize anlattık. Öğrenciler projeksiyon makinesinin yardımıyla benim bakış açımla kadavranın yapılarını ayrıntılı olarak görme imkanı buluyor” ifadelerini kullandı.
‘Teknolojide Pazar Payı Giderek Büyüyor’
Prof. Peker, yapılan bir araştırma göre bu teknolojide pazar payının 2020 yılında 1,2 milyar dolar olması tahmin edilirken, 2025 yılında bu rakamın 5,1 milyar dolara çıkacağının öngörüldüğünü belirterek şöyle devam etti: “Buradan dersler çıkarmamız gerekiyor. Günümüz dünyasında dijital yarışa dahil olabilmemiz için erken refleks gösterip teknolojiyi erken kullanmaya başlamak zorundayız. Bu sayede avantajlı konuma geçebiliriz. Biz de bunu düşünerek hem üniversitemizi hem de bölümümüzü ön plana çıkarmak adına bu çalışmayı uygulamaya başladık. Bu teknoloji ülkemizde savunma sanayi ve otomotiv endüstrisinde kullanılıyor. Ancak tıp fakültelerinde böylesi bir uygulama bulunmuyor.”
Prof. Dr. Meltem Bahçelioğlu ile birlikte tıp fakültesinde sanal anatomi laboratuvarı kurulması için projelendirme çalışmalarının devam ettiğini anlatan Prof. Dr. Peker, “Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesini sadece Ankara’nın değil Türkiye’nin önde gelen merkezlerinden biri haline dönüştürmeyi planlıyoruz. Bu sistemi sadece ders anlatmak için değil hastanemizde de kullanılabilecek şekilde tasarlayacağız” diye konuştu.
Ebediyete İrtihalinin 86. Yıl Dönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Düzenlediğimiz Törenle Andık
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğümüzde İç Tetkik Toplantısı Yapıldı
Üniversitemizde “Vücut Kitle Endeksi ile Şeker Ölçümü Taraması” Yapıldı
Akademisyenlerimiz “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” Listesinde
Görüş, istek ve değerlendirmelerinizi bize iletin.